Seni Seviyorum
sürgün vaktinin geldiğidir
çınlıyor yüksekte çanlar
Leylâ Mecnun'un gediğidir sevgilim
seni ancak ben olan anlar
hangi vakit seni düşünsem
bir ağrlıktır çöküyor üzerime
birer birer geçiyor saniyeler
kirpiklerim birer birer iniyor
hangi notayı üflesem seni çağırıyor neyler
hangi çağrıma ümit beslesem
hayalin beni bahtiyar eyler
gör ki alnımdan süzülüp süzülüp
terlerim bile sana beste döküyor
hangi vakit seni düşünsem
üzerime bir ağırlık çöküyor
kat kat kapandıkça sevdana
mümkünâtınla doluyor kadehim en başta
bir sıtmadır sarıyor vücudumu akın akın
sorma bu hâl nedir necidir
dile gelinmemeye işte o denli yakın
ki
kat kat kapandıkça sevdana
mümkünâtınla doluyor kadehim en başta
sonbaharların sonundan çalıyorum yüzünü
ellerimi kırma yalvarırım
bir yangına körükle koşuyorum
ey benim sâlep çiçeğim!
ahududum!
çileğim!
gümüş pınarlarda yıkanan
bir kadife endam mısın sen
zümrüd-ü anka'nın köşkünde
pırıl pırıl bir serencam mısın sen
söyle yoksa ayanbeyan bir efsun musun
çözemiyorum bir türlü hüsnünü
ellerimi kırma yalvarırım
sonbaharların sonundan çalıyorum yüzünü
sevdiğim!
yoğrulduğun hamur neyin alakasından
gerçek misin sen söyle
duruşun ne kadar mübarek
anlayamıyorum bir bakışınla peltekleşmemi böyle
ne güzel dilek kalmayı dilemek
bir ömür seni kekeleyerek
âh narinim!
duruşun ne kadar da mübarek
gerçek misin söyle
söyle yoğrulduğun hamur neyin alakasından
aşkın!
ah bu kalbimde tütsüleşen aşkın
raksına hangi vakit durayım bilmiyorum
hangi boyutun bahçesine girsem
hangi mis kokuya kansam
hangi yusufsu çiçeğe konsam da
hangi baldan döksem alnına
hangi çağın vadisine düşsem
hangi yetik meyveyi koparsam
hangi billur şelalede yıkasam da
hangi elimle yedirsem sana
inan aklımaklım şaşıyor
gör ki kalbimde tütsüleşen aşkın
âh bu aşkın raksına hangi vakit durayım bilmiyorum
ama iyi bildiğim bir şey var
seni seviyorum seviyorum
Ekrem Elmas